“İstanbul artık bizden yardım istiyor”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2021/2022 döneminde yeniden başladı.

  • 30 Kasım 2021
  • “İstanbul artık bizden yardım istiyor” için yorumlar kapalı
  • 473 kez görüntülendi.
“İstanbul artık bizden yardım istiyor”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2021/2022 döneminde yeniden başladı. İstanbul kültür sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörleri ve İstanbul’u farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenleri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin bu dönemdeki ilk buluşması “Dün Bugün İstanbul” başlığıyla yapıldı.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi iş birliğiyle ve Asuman Suner moderatörlüğünde düzenlenen bu yılın ilk söyleşisi, Murat Germen ve “Dün Bugün İstanbul” sergisi sanatçıları; Didem Erbaş, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Mekanda Adalet Derneği, Örsan Karakuş’un katılımıyla gerçekleşti

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) Asuman Suner’in girişimiyle 2018-20 dönemlerinde gerçekleştirilen “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2021/2022 döneminde yeniden başladı. İstanbul kültür sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörleri ve İstanbul’u farklı boyutlarıyla araştıran akademisyenleri buluşturan “İstanbul Perspektifleri” söyleşi serisinin yeni dönemdeki ilk buluşması Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi iş birliğiyle gerçekleştirildi. 

“İstanbul Perspektifleri: Dün Bugün İstanbul” başlığıyla düzenlenen söyleşi, Asuman Suner moderatörlüğünde, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Murat Germen ve “Dün Bugün İstanbul” sergisi sanatçıları; Didem Erbaş, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Mekanda Adalet Derneği’nden Yaşar Adanalı, Örsan Karakuş katılımıyla yapıldı. 

Toplantının açılışında konuşan Sabancı Üniversitesi Kurumsallaşma ve Toplumsal Katkı Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman, “Asuman Suner öncülüğünde 2018’den bu yana düzenlenen ve pandemi nedeniyle ara verdiğimiz söyleşi serimizin ilk buluşmasını ‘Dün Bugün İstanbul’ sergisi vesilesiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi işbirliği ile gerçekleştiriyoruz.” dedi. 

Toplantının moderatörlüğünü üstlenen Asuman Suner, İPM bünyesinde düzenlenen “İstanbul Perspektifleri” söyleşilerinin pandemi sonrası yeniden başlamasından mutluluk duyduğunu belirterek, Murat Germen'in çağrısıyla Sabancı Üniversitesi’nden yolu geçen 22 sanatçının katılımıyla gerçekleşen “Dün Bugün İstanbul” sergisinin pandemiyle gelen kapanmaların ardından nefes alma olanağı sunduğunu söyledi. Suner, “Pandemi döneminde dünyadaki pek çok canlı, hareketli, kalabalık metropolün sokaklarının boşaldığına, kentlerin ayrılmaz parçası olan bitimsiz hareketin durma noktasına geldiğine tanıklık ettik. Çırılçıplak kalmış metropol imgesi 2020'nin ilk yarısında pandemiyi görselleştiren imge hale geldi. Kent hayatının kesintiye uğraması, bunun küresel çapta ve eş zamanlı olarak yaşanması kentle aramıza bir boşluk koydu. "Dün Bugün İstanbul" sergisi bir anlamda İstanbul'a bu boşluğun içinden yeniden bakmamızı sağlıyor" diye konuştu.

Serginin oluşum sürecini katılımcılarla paylaşan Murat Germen, “İstanbul, istediğin gibi davranabileceğin, geniş gönüllü, esnek, ne yapsan bir şey kaybetmeyecek bir kent gibi algılanıyor. Bunca tahribata rağmen hala biricikliğini yitirmemiş olsa da İstanbul derin yaralar almış durumda. Utana sıkıla bizden yardım istiyor, çünkü bardağı taşıracak son damlaya çok yakınız” dedi. “İstanbul’a özen göstermek gerekiyor, serginin çıkış noktası da buydu” diyen Murat Germen, pandemi nedeniyle çevrimiçi platformlar üzerinden yürütülen sürecin biraz daha zor olduğunu belirterek, şöyle konuştu: 

“Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin büyük sergiler hazırlamakta engin bir deneyimi var. Bu sergi kolektif bir çalışma. İçerik anlamında yönlendirme olmadı, herkes bağımsız iradesiyle istediği konu üzerine çalıştı. İstanbul için bir acil yardım söyleminin ortaya çıkması ve tahribatın farklı boyutlarının belgelenmesine dayalı somut işler üretilmesi gerekiyordu. Çağrı yaptığım sanatçıları hangi konulara odaklanabileceklerini tahmin ederek seçtim. Bu sergideki çıktıların ileride İstanbul’a dair çalışma yapacaklara referans olmasını hedefledim.”

Murat Germen sergide yer alan “Metrûkiyetin sathî meşrûiyeti” konulu çalışmasını da şöyle anlattı: “Salgın olmasaydı başka bir çalışma sergiliyor olurdum. İstanbul’un salgın dolayısı ile tümüyle terkedilmiş bir kente dönüşmesi çok özel bir durumdu ve bunun muhakkak kaydedilmesi gerekiyordu. Havadan ve yer hizasından, hem kentin hem de çeşitli yapıların ıssızlıklarındaki farklı nedenlere ve bu zoraki terk edilmişliklerin kültürel ve toplumsal belleğimizdeki etkilerine odaklanmak istedim.” 

Eren Sulamacı, “Dolaysız Peyzaj” isimli çalışmasında “ortalama bir hemşerinin İstanbul'a dair hissiyatını bir deneyime dönüştürmeyi hedeflediğini” belirterek, "Şehir planlaması çoğunlukla şehirde yaşayanların varoluşlarından ve ihtiyaçlarından bağımsız, rant ve sermaye odaklı bir motivasyonla şekilleniyor. Ben bunu bisikleti bir ulaşım aracı olarak kullanmam ile fark edebildim. Her ne kadar İstanbul'un dönüşümü ile ilgili üretilen bilimsel, belgesel ve sanatsal çalışmaları takip etsem de, bisiklet üzerinde yaşadığım farkındalık çok çarpıcı idi. Bu sebeple İstanbul'a dair bu ve buna benzer yanlışları göstermekten-bildirmekten ya da anlatmaktan ziyade izleyicilere yaşadığım bedensel deneyimi anımsatan bir alan tasarladım. İzleyicilerin, değişen şehir karşısında edilgen kalan hemşerinin payına düşen baş dönmesi, kaos ve bulantı hislerini bedensel olarak yaşamalarını istedim”

Örsan Karakuş ise “Haydarpaşa Garı” isimli çalışmasına ilişkin şöyle konuştu: Haydarpaşa, İstanbul'un en göz önündeki ikonik yapılarından biri. Ancak özellikle yangının ardından, önce gar niteliğini yitirdi sonra da insanla bağı tamamen kopartılarak soyutlandı. Gar binası ve çevre yapılar tüm heybetiyle orada duruyorken onlarla ilişki kurmanın tek yolu yalnızca vapurla önlerinden geçebilmek haline geldi ve adeta göz önünde duran kendi hayaletine dönüştü. Bu kadar ikonik, hatta klişe haline gelmiş bir yapıyı takıntı halinde yıllardır fotoğraflamaktaydım. Bu çalışma da aslında yıllar içindeki zamansal ve mekansal dönüşümü bütün halinde tek seferde tecrübe ettirmek, o katmanlı hali yine uzaktan tecrübe ettiğimiz şekilde yansıtmayı amaçlıyor.”

Eser Epözdemir, “(Sadece Yüzünüzü Değil) Ruhunuzu da Yıkayınız” isimli video yerleştirmesinde; İstanbul ve İstanbulluların suyla olan ilişkisinin önemine dikkat çekmeyi amaçladığını belirterek: "Su hepimizin bildiği üzere hem kent hem yaşayanları için çok önemli. Kamusal alan-su ilişkisi, bir çeşmenin varlığı, işlevselliği, suyun varlığı, doluluk boşluk etkisi, kültürel miras, sistemik değişim gibi odaklandığım ana konulardan biri. Bu video yerleştirme, önceki çalışmalarımın bir uzantısı olarak düşünülebilir. Çekimleri 2021 Haziran ayında Şerefiye Sarnıcı’nda gerçekleştirmiştik. Su içinde olduğumuzu hayal edeceğimiz bir yerde çekimleri yaparak, içeriği ve kavramsal bağlamı nasıl etkili bir yerleştirmeyle müzeye taşırız diye düşündük. Tüm hazırlık ve üretim sürecini, kapsayıcılık ve erişilebilirliği gözeterek detaylı olarak çalıştık.” dedi.

Mekanda Adalet Derneği’nden Yaşar Adanalı, "Kanal İstanbul: Bir Distopya" başlıklı çalışmanın kolektif bir üretim olduğunu vurgulayarak, kamusal bilgi üretmeyi ve paylaşmayı amaç edinen bir dernek olduklarını belirtti. "Kanal İstanbul, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük ve en çok konuşulan mekânsal projesi. MAD, proje güzergâhını senelerdir takip ediyor. Projelerin ölçekleri büyüdüğünde, süreçler de şeffaf olmaktan uzaklaşıyor. Proje çok az insanın gittiği, gördüğü bir güzergâhta yer alıyor. Kenti bu denli etkileyen mega projelerde hem makro hem mikro ölçekte bakmak, ölçekler arası gidip gelmek çok mühim. Biz bunu yapıyoruz, sahaya disiplinlerarası bir ekiple inerek konunun muhataplarına kulak veriyoruz." dedi.

Didem Erbaş, “İnsana Yuvasından Uzak” adlı eseriyle ilgili olarak, “Evsizlerin yanı sıra son zamanlarda artan mülteci sorunu ve yaşam koşullarının zorlaşmasıyla insanın en temel ihtiyacı olan barınma hakkı da bir sorun haline gelmiştir” dedi. Müzede kurguladığı ‘İnsana Yuvasından Uzak’ adlı işin İstanbul’daki evsizlerin ve göçmenlerin sığındığı alanlara atıfta bulunmayı ve temel barınma ihtiyacını sorgulamayı hedeflediğini söyledi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı